Menteşe, şirin, kendine has evleri, kendi haline sakin, eski adı ile merkezi Muğla şimdiki adı ile Menteşe olan ve benim de yaklaşık olarak 8 yıl yaşadığım bir kent merkezi. Uzaktan bilmeyenler için Muğla denildiği zaman çok büyük şehirmiş gibi izlenim bırakan, aslında tam tersi olup, bazı ilçelerinin bile merkezinden daha büyük olduğu bir yerden bahsediyorum. Sahil bandını kullanan birçok ziyaretçinin Menteşe’yi sadece karşıdan görerek geçtiği, fakat kent merkezi hakkında çokta fikri olmadığını söylemek isterim. Hatta karşılaştığım birçok kişi Bodrum veya Fethiye’nin Ege kıyılarında ayrı bir il olduklarını bilmeleriydi. Aslında hepsinin Menteşe gibi Muğla’nın birer ilçesi olduğu gerçeğiydi. Eğer yolunuz yeni adıyla Menteşe ilçe merkezine, eski adıyla Muğla il merkezine düşerse mutlaka uğrayıp, kent merkezindeki güzellikleri görüp, Muğla lezzetleri tadabilirsiniz.
Başlıklara gitmek için
Menteşe Hakkında
Menteşe, ülkemizin Güney Batısında bulunan Muğla ilimizin sınırları içerisinde, merkez ilçesidir. Tarihine bakınca M.Ö. 3000’li yıllara kadar dayanmaktadır. Tarih boyunca birçok medeniyet ve imparatorlukların egemenliği altına girmiştir. Bu topraklara, Dorlar, Persler, Büyük İskender, Rodos Devleti, Bergama Krallığı, Roma İmparatorluğu ve Bizans İmparatorluğu egemenlikleri altında kalmıştır.
Bölgede bir dönem Karlar denilen topluluk kaldığından, bölgeye “Karia” diye adlandırılmış. Daha sonraki dönemlerde bölge “Mabolla”, “Magola” ve “Mogla” şeklinde adlandırılmıştır.
Anadolu’nun fethiyle birlikte bölgede Türkler hüküm sürmüş ve Anadolu Selçuklu Devleti’nin dağılası ile birlikte Menteşe Bey tarafından “Menteşe Beyliği” kurulmuştur. 1284 yılından 1391 yılına kadar Menteşe Beyliği olarak yönetilmiş, 1391 yılından sonra Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı himayesine girmiştir.
1871 yılında belediye teşkilatı kurulmuş, 1884 yılında ise Menteşe Sancağı kurulmuştur. 1913 yılında Aydın eyaletinden ayrılarak il olmuş ve Muğla adını almıştır. Günümüze kadar il merkezi Muğla olarak devam eden kent merkezi 2012 yılında Merkez ilçe olarak “Menteşe” adını almıştır.
Yazların serin ve kışların soğuk geçtiği Menteşe, deniz seviyesinden yüksekliği yaklaşık 655 metredir. Kış mevsimlerinde zaman zaman kar yağmaktadır. Dağları genellikle yem yeşil çam ormanları ile kaplı olmasından göze hoş gelen bir görünüme sahiptir. Hemen herkes Muğla denilince denize kıyısı olduğunu düşünüyor. Hâlbuki denize en yakın noktası Ula ilçesi sınırları içerisinde bulunan Akyaka.
Aşağıda eklediğim haritayı tam ekran olarak açıp, ayrıntılı olarak Menteşe ve çevresindeki gezilecek yerleri inceleyebilirsiniz.
Menteşe’de Gezilecek Yerler
1- Kurşunlu Camii:
Kurşunlu Camii, Menteşe ilçe merkezindeki bulunan en önemli Osmanlı dönemi eserlerinden biridir. 1493 yıllarında Menteşe Beyi Esseyyid Şucaeddin tarafından yaptırılmıştır. 1900 yılında Şerif Efendi tarafından son cemaat yeri eklenmiştir. Aynı dönem yıllarında Hacı İsmail tarafından minaresi yapılmıştır. 1853 yılında yapılan restore sırasında kubbesi kurşunla kaplanmıştır. Osmanlı döneminden günümüze ulaşmış en güzel ve önemli eserlerden biri olan Kuruşunlu Camii’yi mutlaka görmenizi tavsiye ediyorum.
Kurşunlu Camii konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
2- Yağcılar Hanı:
Kentin en işlek konumunda bulunan Yağcılar Hanı, Kurşunlu Camii gibi Osmanlı döneminden günümüze kadar gelmiş önemli yapılardan biridir. 1493 yıllarında yapılmış han, önemli bir ticaret merkezi olarak yaptırılmıştır. Günümüze restore edilerek ticari bir merkez olarak hayatını devam ettiren han, çeşitli dükkan ve mağazaların yanında tam ortada bulunan büyük çınar ağacının gölgesinde çay bahçeleri bulunmaktadır. Kentte dolaşırken soluklanmak için Yağcılar Hanı’na uğrayabilirsiniz.
Yağcılar Hanı konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
3- Saatli Kule:
Menteşe ilçe merkezinde bulunan Saatli Kule, 1895 yılında Muğla’nın ilk belediye başkanı olan Hacı Kadızade Süleymen Efendi ve eşi Pembe Ana tarafından yaptırılmıştır. Hac dönüşü Şamdan geçerken gördükleri saatli kulenin bir benzerini Rum usta Filvarus’a yaptırtmışlardır.
Saatli Kule konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
4- Şeyh Camii:
Menteşe ilçe merkezinde bulunan Şeyh Camii, 1565 yılında Ulemadan Şeyh Bedrettin tarafından yaptırılmıştır. Zaman içerisinde geçirmiş olduğu tadilatlar nedeniyle günümüzde ilk yapısından eser pek kalmamıştır. Minaresi 19. Yüzyılda eklenmiş olup, büyük onarımını yine 19. Yüzyılda Tavaslı Osman Ağan’nın eşi Ümmü Gülsüm Hatun tarafından yaptırılmıştır. Camii avlusunda camii’ye ismini veren Şeyh Bedrettin’in mezarıda bulunmaktadır. Camii şehir merkezine çok yakın konumda olup, yürüyerek ulaşılabilmektedir.
Şeyh Camii konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
5- Arasta Sokak:
Arasta, eski çarşının bulunduğu yere yani ticaret merkezinin bulunduğu yere söyleniyor. Eski kervan yolu üzerinde bulunan Muğla Menteşe, yan yana dükkânların, çeşitli türden esnafların bulunduğu çarşıdır. Günümüzde bu dükkânlar ve çarşı hala hizmet vermekte. Arasta, eski önemini yitirse de bu tarihi dokuyu görmenizi tavsiye ediyorum. Şehrin tam merkezi konumunda bulunan Arasta, küçük kent turu yaparken kendinizi bu tarihi dokuların içerisinde bulabilirsiniz.
Arasta Sokak konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
6- Özbekler Evi:
Özbeker Evi, geleneksel Muğla evlerini yansıtan en güzel eserlerden biri. Yaklaşık 200 yıldan fazla bir ömre sahip olan Özbekler Evi, içerisine girilince sıradan Muğla evlerini en güzel şekilde sizlere sunmaktadır. Yıllar içerisinde restorasyon çalışmaları ile yıpranan bir çok noktası, özünden uzaklaştırılmadan yenilenmiştir. Ayrıca toprak olarak yapılan damı kiremitli hale getirilmiştir. 1987 yılında Muğla Mimarlar Odası tarafından “En iyi korunan ve yaşatılan eser” ödülü verilmiştir. Menteşe kent merkezinde bulunan Özbekler evini mutlaka ziyaret etmeden dönmeyin.
Özbekler Evi konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
7- Zahire Pazarı:
Muğla Koruma İmar Planında “Arasta” yanında bulunan ve içerisinde 14 iş yerinin bulunduğu Zahire Pazarı, dokusu ve tarihi korunarak yeniden restore edilen yerlerden. Osmanlı Devleti döneminden kalma eski ticaret merkezlerinden biri olan Zahire Pazarı, kesinlikle gidilip görülesi güzellikte. İçerisinde 1 kafe işletmesinin de bulunduğu Pazar, dinlenip tarihi doku içerisinde kahvenizi yudumlayabileceğiniz harika bir yer.
Zahire Pazarı konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
8- Ulu Camii:
Kentin eski yerleşim yerlerinden olan Tabakhane semtinde bulunan Ulu Camii, Selçuklu Devleti döneminden günümüze kadar gelmiş bir yapıdır. Hem ülkemizin hem de kentin en önemli ve eski eserlerinden biridir. Menteşe Sultanlarından İbrahim Bey tarafından 1334 yılında yaptırılmıştır. Kesme taşından ve tek şerefeli minaresi bulunmaktadır. 1938 yılında Muğlalı Abdizade Bey tarafından mimarisi muhafaza edilerek yeniden tadilat edilmiştir. Tadilat sırasında genişletilerek cemaat yeri ve abdestlik eklenmiştir. Ulu Camii’nin çatısı tamamen ahşaptan yapılmıştır.
Ulu Camii konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
9- Muğla Müzesi:
Müze kentin merkezi bir konumunda yer alıyor. Konakaltı Kültür merkezi ve Belediye Hizmet binaları ile içi içe bulunmaktadır. Çevre civarlarda yapılan tarihi kazılar sonucu bulunan antik eserler burada sergilenmektedir. Yatağan’da bulunan Stratonikeia antik kenti, Lagina ve Sedir adasında bulunan Cadrae antik kentinden çıkarılan önemli eserler burada sergilenmektedir. Müzeyi, yapacağınız kent turunuza dahil ederek uğrayabilirsiniz.
Muğla Müzesi konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
10- Konakaltı Hanı – İskender Alper Kültür Merkezi:
Yüzyıl eserlerinden olan Konakaltı Kültür Merkezi, ahşap işçiliği ile sizi kendine hayran bırakacak. İki katlı bulunan han, zamanında bölgeye gelen tüccar ve işçilerin konaklayabileceği, ambarlar, dükkanlar ve hayvanları bağlayabilecekleri barınaklar şeklinde inşa edilmiştir. Günümüzde Menteşe Belediyesi himayesinde kullanılan Konakaltı Hanı, Eğitim, kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından kullanılmaktadır. Hatta bir salon, nikâh salonu olarak kullanılmaktadır. (Benim nikahım burada olmuştu). Konakaltı Kültür Merkezini, kent turunuza mutlaka dahil edin.
Konakaltı Hanı konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
11- Şahidi Camii:
Yine Osmanlı Dönemi örneklerinden bir eser olan Şahidi Camii, Menteşe kent merkezinde bulunmaktadır. Daha önceleri 1390 yıllarında Camii’nin yerinde Şeyh Seyyid Kemaleddin tarafından yaptırılan Mevlevihane Mescidi bulunuyordu. 1848 yılında Hacı Osman Ağa tarafından onarılan Mescit, bu günkü caminin görünümüne kavuşmuştur. Camii ismini burada mezarları bulunan Mevlevihane şeyh Şahidi İbrahim Dede ve babası Hüdai den almaktadır. Ayrıca ilk mescidi yaptıran Şeyh Seyyid Kemaleddin’in mezarı da burada bulunmaktadır. Caminin içi eskiden dervişlerin zikir yaptıkları hali ile halka şeklinde bulunmaktadır.
Şahidi Camii konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
12- Masa (Asar) Dağı – Mabolla Kalesi:
Antik Mabolla kentine ait kalıntıların neredeyse tamamı Masa (Asar) Dağı olarak bilinen tepe üzerinde bulunmaktadır. Dağın etrafını kuşatan surlar, yaşam alanları ve dinsel yapılar dağın üzerinde dağılmışalardır. Buraya çıkarsanız hiçbir şeyin korunmadığını ve kalıntıların neredeyse yok olduğunu görebilirsiniz. Ancak bütün Menteşe’yi ayaklarınızın altına alabilir ve şehir manzarasını izleyebilirsiniz. Özellikle bahar mevsimlerinde baharın güzellikleri ile yürüyüş yapabilirsiniz. Araç ile çıkılamayan Masa Dağı, ancak merdivenli ve tırmanma gerektiren bir yoldan ulaşabilirsiniz. Arasta Çarşısı ve Zahire Pazarının olduğu yerden evlerin arasından yukarıya doğru gittiğinizde yürüyüş merdivenini bulabilirsiniz. Yollar ve merdivenler dik ve sarp olduğu için dikkatli olmanızda fayda var.
Masa (Asar) Dağı konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
13- Belen Kahvesi:
Dilden dile dolaşan “Ormancı Türküsü” nün yazıldığı yerdir “Belen Kahvesi”. 1946 yılında sıcak bir Temmuz ayında eski adı ile Gevenes Köyü’nde (Şimdiki adı Çaybükü) meydana gelen üzücü ve gerçek bir olay üzerine Ormancı Türküsü yazılmıştır. Olayı kısaca anlatmak gerekirse;
“Gevenes Köyü’nde yaşayan ağa oğlu Mustafa Şahbudak köy muhtarı Tevfik Cezayir’in en yakın arkadaşıdır. Bu ikili her akşam köy kahvesinde dama maçı düzenler, iddialı ve dostça yapılan bu karşılaşmalar kahvedekiler tarafından ilgi ile izlenir. Bir temmuz akşamı yine dama oynarken oyunun yarısında “Sarı Memet” lakaplı orman memuru Mehmet İn çıkagelir. Gevenes ve Kozağaç köyleri civarında bir orman yangını çıkar. Yangın ile ilgili tutulan zaptın bekçi tarafından Muğla’ya gönderilmesini muhtardan talep eder. Muhtar Tevfik Cezayir, ‘Olmaz, daha acil olan seçim sonuçlarının ulaştırılması gerekiyor. Bekçiyi gönderemem’ diyerek isteği reddeder. Bunun üzerine Ormancı ile Muhtar arasında tartışma başlar. Ormancı dama masasını devirerek dağıtır, muhtarın arkadaşı Mustafa Şahbudak ise bu davranış üzerine ormancıya bir tokat atar. Ormancı kamasını çıkartarak Mustafa Şahbudak’ı kolundan yaralar. O da, bunun üzerine tabancasıyla ormancıya ateş eder. Kurşun sekerek olayı yatıştırmak amacıyla araya giren Muhtar’a isabet eder ve ölümüne sebep olur.
Bu acı olaydan sonra köyde kalamayacağını anlayan Mehmet İn, tayinini Kavaklıdere Orman Müdürlüğü’ne ister ve oraya yerleşir. Doksanlı yılların başında da ölür. Hayatının geri kalan yıllarını bu olayı unutmaya çalışarak geçiren Mustafa Şahbudak ise 28 Mart 2005 günü tedavi gördüğü İzmir Ege Üniversitesi Hastanesi’nde 83 yaşında ölür.“ (http://mentese.gov.tr/belen-kahvesi)
Bu acı olaydan sonra Belen Kahvesi zaman içerisinde yok olma noktasına gelir. 2005 yılında Muğla Valiliği tarafından kamulaştırılarak tekrar hizmete açılmıştır. Kahve içerisinde küçük yeme ve içme kafesi bulunuyor. Hemen çevresinde ise köylülerin kendi ürettikleri organik ürünlerin stantları bulunuyor.
Menteşe ilçe merkezine yaklaşık 25 Km. mesafede bulunmaktadır. Muğla’dan Yatağan istikametinde giderken Bayır’ı geçtikten hemen sonra sola saparak veya Yatağan istikametinden giderken Bozarmut’u geçtikten hemen sonra sağa saparak ulaşabilirsiniz.
Belen Kahvesi konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
14- Kerimoğlu Türküsü Evi:
Menteşe ilçesi Yerkesik Mahallesi sınırları içerisinde kalan Kerimoğlu Türküsü Evi, yine eskiden yaşanmış gerçek ve üzücü bir olay üzerine müze haline gelmiştir. Olayı kısaca anlatmak gerekirse;
“1900 yılında Pisi’de(Yeşilyurt) Maşat denilen yerde bir düğün kurulur. İlerleyen saatlerde Kerimoğlu Eyüp arkadaşları ile zeybek oyununa kalkar. Ama Ağabeyi Hüseyin’in arkadaşı Kocaoğlan oyunu sarhoş kafayla bozar. Eyüp, hakaret anlamına geldiğini bildiği halde buna ses çıkarmaz. Ancak kocaoğlan gider İzzet Ağa’nın masasına oturarak eğlenmeye başlar. Eyüp tabancasıyla İzzet Ağa’nın üzerine yürür. Çıkan kargaşada muhtar İzzet Ağa yaralanır, Eyüp kaçar.
Köylülerce yakalanan Eyüp muhtarın adamları tarafından dövülür. Anası Hatça Kadın Eyüp’ü kurtararak evlerine götürür.
Ertesi gün kolluk kuvvetleri Eyüp’ün evini kuşatmıştır. Eyüp dağlara doğru kaçarken çıkan çatışmada bir zaptiye ölür. Kerimoğlu Eyüp hiç yoktan katil olmuştur. Zaptiyeler uzun süre dağda Eyüp’ün izini sürmüşler ama bulamamışlardır. 19 yaşındaki bu zeki ve çevik genci ele geçiremezler.
Ve nihayet Milas’ta kaçakçı yakalamakla ünlenmiş “Kör Arap” lakaplı İsmail Çavuş’a haber salarlar. Kör Arap, daha önce girdiği bir çatışmada gözünün birini kaybettiğinden ve çok esmer tenli olması sebebi ile bu lakap ile anılırmış. Çok acımasız ve çok keskin nişancıymış.
Eyüp, uzun süre dağlarda gezmiştir. Bu sıralarda Yerkesik Çakallar mahallesinde İbiş İbrahim’in torunu Sarı Sultan’a âşık olur.
1901’in güz aylarında Ağabeyi Hüseyin, Kocaoğlan ve Kerimoğlu Eyüp, Sarı Sultan’ı dedesi İbiş İbrahim’den istemek için Menteşe’ye(Çakallar) gelirler. Torunu Sarı Sultan’ı vereceğini söyleyen İbiş İbrahim onları misafir eder. Bir yandan da kız kardeşinin oğlu ile jandarmaya haber gönderir.
Çakallar’a gelerek evi saran Kör Arap ve jandarmanın sabaha karşı yaptıkları baskında Eyüp ölür, diğerleri yaralı olarak kurtulur.
19 yaşında, kalleşçe vurulan “Kerimoğlu Eyüp” için yöre halkınca türküler yakılmıştır. (Egenin ünlü zeybeği Kerimoğlu)
Öldürüldüğü ev, Yerkesik Belediyesi tarafından “Kerimoğlu Eyüp Türküsü Evi” olarak restore ettirilerek ziyarete açılmıştır.”(İlker Altınsoy-Kerimoğlu)
Bu acı olay sonrasında cesaretin ve gözüpekliğin simgesi olan Pisili Kerimoğlu Eyüp adına, türkü yazılmıştır. Ağıt havasında olan bu türkü, zeybek olarak oynanmaktadır. Kerimoğlu Türküsünün sözlerine değinmek gerekirse;
“Öf aman da aman da
Karadağların sandalı da sandalı
Öf aman da aman da
Karadağların sandalı da sandal
Vurulmuş da kanıyor
Kerimoğlunun her yanı da her yan
Vurulmuş da kanıyor
Kerimoğlunun her yanı da her yanı
Hadi ülen de hadi ülen de
Şu dağlarda geyik kalmadı
Hadi ülen de hadi ülen de
Şu dağlarda geyik kalmadı
Oynülen de kör arabım sen oyna
Şu dağlarda geyik kalmadı
Oynülen de kör arabım sen oyna
Şu dağlarda geyik kalmadı”
Pisili Kerimoğlu Eyüp’ün öldürüldüğü ev olan yer olayın anısına tekrar yenilenerek müzeye çevrilmiştir. Yerkesik mahallesine yakın bir konumda bulunan evi mutlaka ziyaret etmeden geçmeyin.
Menteşe ilçe merkezine yaklaşık 19 Km. mesafede bulunan Kerimoğlu evi, Menteşe Otogarının hemen yanında bulunan yolu takip ederek Yerkesik’e, oradan yine Kerimoğlu Evi levhalarını takip ederek ulaşabilirsiniz. Eğer Marmaris ve Fethiye istikametinden gidiyorsanız, Ula ilçesine girmeden Kızılağaç mahallesinden sola saparak önce Yerkesik’e, oradan Kerimoğlu Evine ulaşabilirsiniz.
Kerimoğlu Türküsü Evi konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
15- Akbük Koyu:
Akyaka’dan Akbük koyuna kadar olan yaklaşık 20 Km. uzunluğundaki sahil bandında en güzel deniz manzarası ve en güzel koyları bulmak mevcuttur. Son zamanlarda sosyal medyada oldukça popüler olan Akbük, gelenlerin asla gitmek istemeyeceği yerlerden. Temiz ve sakin denizi ile huzur arayanların tercih edebilecekleri bir yer. Konaklama için apart otel ve pansiyonlar mevcut. Daha önceleri ücretli olan koya giriş artık ücretli değil, fakat araç parkı ücretli. Akbük koyuna aracınız ile 3 farklı rota mevcuttur. Birincisi Akyaka’dan 25 Km yolu takip etmeniz gerekmektedir. İkincisi Muğla şehir merkezinden Yerkesik Beldesi yolu üzerinden levhaları takip ederek ulaşabilirsiniz. Üçüncüsü ise olarak Milas üzerinden Ören Beldesine, oradan yine Akbük levhalarını takip ederek Akbük’e ulaşabilirsiniz. Toplu taşıma araçları ile Muğla Menteşe merkezinden araç bulunabilmektedir.
Akbük Koyu konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
Menteşe’ye nasıl gidilir?
Menteşe ülkemizin güney batısında bulunmaktadır. İzmir üzerinden Antalya’ya sahilden giden bir kişi mutlaka Menteşe üzerinden geçecektir. Sahil yolu üzerinde ise Bodrum ile Fethiye’nin tam orta konumunda bulunuyor diyebiliriz. Kendi aracınızla veya otobüs ile kolaylıkla ulaşılabilirsiniz. Özellikle büyük şehirlerden ilçelere ya da ilçelerden büyük şehirlere giden otobüsler menteşe otogarına mutlaka uğramaktadırlar. Menteşe İstanbul’a yaklaşık 680 km., Ankara’ya 615 km., İzmir’e 210 km. ve Antalya’ya 310 km. mesafede bulunmaktadır.
Muğla il sınırları içerisinde özellikle yaz sezonunda yok yoğun olarak kullanılan iki havalimanı bulunuyor. Bunlardan Menteşe’ye yakın ve aktif olarak kullanılanı Milas/Bodrum havalimanıdır. Menteşe otogarından Milas/Bodrum havalimanına sürekli tarifeli Mutaş ve Havaş otobüsleri bulunmaktadır. Dalaman havalimanı ise daha çok Marmaris ve Fethiye ilçeleri için kullanılmaktadır.
Menteşe’ye en yakın deniz yolu Gökova Limanı. Her hangi bir feribot seferi bulunmamaktadır. Günlük gezi teknelerinin ve balıkçı teknelerinin bulunduğu Akyaka limanında ulaşım için araç bulunmuyor.
Demiryolu ulaşımı Menteşe’de bulunmuyor. En yakın demiryolu ulaşımı Aydın ve Denizli’de bulunuyor.
Menteşe’ye ne zaman gidilir?
Menteşe yani eski il merkezi adıyla Muğla, en yoğun olarak yazın ziyaretçilerini ağırlamaktadır. Fakat bu yoğunluğun Menteşe ilçe merkezine pek katkısı yok gibi. Menteşe’ye bağlı olan Akbük Koyu, bu yoğunluğa katkı yapmakta. Akbük’te Çok fazla konaklama merkezi olmadığından, yoğunluk sınırlı miktarda kalıyor.
Menteşe ilçe merkezi nüfusu genellikle sabit diyebiliriz. Kış mevsiminde Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi öğrencileri olmasından nüfusu arttıran tek etmen diyebiliriz. Genellikle yerli halk ve belirli düzeyde memur kesimi Menteşe’nin nüfusunu oluşturmaktadır.
Menteşe ilçe merkezini yılın dört mevsimi de ziyaret edebilirsiniz. Özellikle Eski Muğla ve Saburhane sokaklarını dolaşmak isterseniz güzel havayı tercih etmeniz yeterli. Unutmadan geçemeyeceğim, biraz genelleme gibi olacak ama Muğla Karadeniz’den sonra en çok yağmur alan bölge olduğu için her an yağmur altında kalabilirsiniz. Bu konuda hazırlıklı olmanızda fayda var.
Menteşe’de nerede kalınır?
Muğla il olarak çok önemli bir turizm bölgesinde kaldığından birçok otel ve tatil köyü bulunuyor. Fakat bunların büyük çoğunluğu ilçe merkezlerine bağlı yerlerde bulunmaktadır. Menteşe merkezinde ise turizmden çok iş gezilerinde kullanılan şehir otelleri bulunmaktadır. Yaz kış kaliteli hizmet veren bu otellerde kolaylıkla konaklayabilirsiniz.
Menteşe’de ne yenir, içilir?
Muğla’nın yöresel yemekleri daha çok ege havasında olmakta. Bunlardan bazılarını yazmak gerekirse “Çökertme Kebabı” nı mutlaka deneyin. Altında patates kızartması, üzerinde domates sos, çırpılmış yoğurt ve harika et parçalarından oluşmaktadır. Eminin çok beğeneceksiniz.
Ayrıca “Sulu Muğla Kebabı” nı da mutlaka öneririm. 8 saat pişen kemikli etten yapılan sulu bir çorba sulu Muğla kebabı. Özellikle kış mevsiminde yolunuz buralara düşerse bu lezzeti mutlaka deneyiniz.
Oğlak etinden hazırlanan “Döş Dolması”, kaburga etlerinin içleri doldurularak taş fırında pişirilen bir yemek. Yolunuz Menteşe’ye düşerse kesinlikle bu lezzeti tatmadan dönmeyin.
Muğla’da bir meşhur yemeklerden biride “Muğla Köftesi”dir. Muğla’da hemen her yerde bulabileceğiniz köfteyi mutlaka deneyiniz.
Menteşe’de yapılan en meşhur çorba çeşidi “Tarhana” çorbasıdır. Soğuk kış mevsimlerinin vazgeçilmezi diyebiliriz. Bol sarımsaklı odun ateşinde pişen bir tarhana kesinlikle bir şifa kaynağı.
Ege Mutfağı
Ege mutfağının içerisinde bulunan birçok yeşillik ile yapılan yemekere Muğla’da da rastlamak mümkün. Bunlardan bazıları “Börülce Ekşilemesi”, “Yağlı Patlıcan Yemeği”, “Turp Otu Salatası”, “Zeytinyağlı Yaprak Sarma”, “Arapsaçı Kavurması”, “Pazı Sarma”, “Zeytinyağlı Enginar”, “Cevizli Biber Dolması”, “Zeytinyağlı Bamya”, “Mantar Dolması”, “Kabak Çiçeği Dolması” bunlardan bazıları. Emin olun hepsini aynı anda tadamayabilirsiniz fakat bir düğüne denk gelirseniz kesinlikle uğrayın. Çünkü yemek yemeden göndermezler. Düğün yemeklerinde en az 5, 6 çeşit yemek ve tatlı bulunur. Neredeyse hepsi Muğla bölgesine has yemeklerdir.
Menteşe’de güzel balık yiyebileceğiniz mekânlar bulunmaktadır. Denizde yetişmiş mercan, kefal, çipura ve değişik lezzetli balıkları bulabilirsiniz.
Menteşe’de yani Muğla bölgesinde yapılan en güzel tatlı çeşitlerinden biri de “Keşkek”dir. Menteşe’ye gelip de Keşkek yemeden dönmeyin. Her düğünde, her güzel toplantı ve etkinliğin vazgeçilmez tatlısıdır.
Bölgenin en güzel tatlı çeşitlerinden birisi de “Lokma” dır. Yuvarlak yuvarlak kızarmış yağda kızartılıp üzerine şerbet dökülen, lezzetli bir tatlı çeşididir.
Yine Menteşe’de sabahları satılan çıtır “Muğla Simidi” çok meşhurdur. Çay ve Muğla simidi harika ikili oluşturmaktadır.
Her bölgenin kendine has güzel lezzetleri bulunuyor. Muğla bölgesinin de yukarıda saydığım birbirinden güzel lezzetleri bulunmakta. Yolunuz buradan geçerse mutlaka bu lezzetleri tatmayı unutmayın.
Menteşe hakkında kendi notlarım
Menteşe, eski adıyla Muğla’da 8 yıl yaşadım. Genel olarak sakin ve kendi halinde yaşayan bir şehir. Çok büyük olmayışı stresi yüksek olan şehirlere benzemiyor. Çok küçük olmayışı da kendine göre yaşanabilir bir şehir olmasını sağlıyor. Üniversitenin merkeze yakın oluşu özellikle öğrencilerin hareketliliği şehre renk katıyor.
Menteşe dört tarafı dağlarla çevrili bir ovada bulunuyor. Yemyeşil ormanlarla çevrili olmasından dolayı yağmur bulutlarını çekiyor. Yani Karadeniz’de gibi her an yağmur ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Turizm açısından menteşe merkezde çok bir şey bulamayacağınız bir gerçek. Yine de kendine göre bu güzellikleri Menteşe’ye uğrayarak görebilirsiniz.
Biz gezdik gördük, Sen de Gez Gör Bence..