Edirne, ülkemizin en kuzey batısında Yunanistan ve Bulgaristan sınırına komşu olan, tarihi ile eski Osmanlı Devletine başkentlik yapmış, küçük fakat tarihi eserleri ile dopdolu bir şehir. Edirne denince ilk akla gelen Selimiye Camii ve Kırkpınar Yağlı Güreşleridir. Gittiğim an keşke daha önce gitseydim dediğim Edirne, Osmanlı döneminin en güzel eserlerini barındırmakta. Düz Edirne ovasından bakıldığında adeta her noktadan görülebilecek ihtişamda olan Selimiye Camii şehrin tam merkezinde bulunmakta. Ve şehrin içerisinde neredeyse aynı ihtişama ait çok sayıda camii bulunmakta. Ayrıca çarşıda bulunan kervansaray ve bedestenler de görülmesi gereken yerlerden. Edirne’ye gelinir de meşhur yaprak ciğeri yenmeden dönülür mü? Ziyaretçilerin şehir gezerken ziyaret etmeleri gereken yerlerin sınırı yok. Her yer tarih kokuyor ve bu doğal güzelliği ile birleşince harika manzara çıkıyor karşınıza. Özellikle de sıcakkanlı insanlarının samimiyeti sizi çok memnun ediyor. Edirne’ye gitmek için artık bir nedeniniz var.
Başlıklara gitmek için
Edirne Hakkında
Edirne’ye ilk yerleşimler Traklar soyundan Odrisler’in Meriç ve Tunca nehirlerinin birleştiği noktada olan bu günkü şehrin bulunduğu noktada ilk kenti kurmuşlardır. Odrisler’den sonra bölgeye Makedonlar hâkim olmuşlar. II. Yüzyılda Roma İmparatorluğu yeniden kurulunca, şehrin adı Hadrianopolis olarak değiştirilmiş.
1361 yılında I. Murat tarafından fethedilen Edirne, Osmanlı topraklarına katılmış ve İstanbul’un fethedilmesine kadar Osmanlı devletinin başkenti olarak kalmış. (1365-1453) Ayrıca Fatih Sultan Mehmet Edirne’de doğmuştur. O dönem başkent olmasından dolayı İstanbul’un fetih hazırlıkları da Edirne’de yapılmıştır.
Edirne, İstanbul’un başkent olmasından sonra eski önemini yitirmiş olsa da, Padişahların gözde yerlerinden biri olarak kalmıştır. Osmanlı Devletinin gerilemeye başlamasıyla birlikte, özellikle Osmanlı Rus savaşı ve 93 Harbinde Ruslar, Balkan harbinde ise Bulgarlar tarafından işgal edilmiştir. 2. Baklan savaşından sonra tekrar Osmanlı topraklarına geçmiştir. I. Dünya savaşından sonra Osmanlı Devletinin yenilmesi ile Yunanistan egemenliğine geçen Edirne, Kurtuluş savaşı sonrası Türk egemenliğine geçmiştir. Lozan Barış Antlaşması’na göre Yunanistan’dan savaş tazminatı olarak Karaağaç’ın alınması ile Edirne’nin bu günkü sınırları çizilmiştir.
Edirne, tarihi olarak önemli bir konuma sahiptir. Şehir merkezinde gezinirken görmeniz gereken tüm güzellikler yürüme mesafesinde. Tüm bu eserlerin yanında Kırkpınar güreşleri de Edirne’de yapılmaktadır. Tarihi bir geçmişe sahip olan güreş müsabakaları Sarayiçi semtinde bulunan sahada düzenlenmektedir.
Edirne Gezilecek Yerler
1- Selimiye Camii:
Osmanlı mimarisinin en üst seviyesini gösteren ve Mimar Sinan’ın “Ustalık eserim” dediği Selimiye Camii Edirne’de görmeniz gereken ilk yerlerden biridir. Osmanlı Padişahlarından II. Selim’in Mimar Sinan’a yaptırdığı camii, 1568 yılında başlanmış ve 1574 yılında tamamlanmıştır. Edirne’nin merkezinde 70 mt. Yükseltiye kurulmuş olan Selimiye Camii, ister İstanbul’dan yaklaşırken, isterse Rumeli’den yaklaşırken 10-15 km. mesafeden kendini belli etmekte ve görülmektedir. Osmanlı mimarisinin ulaştığı en üst düzeyi temsil eden Selimiye Camii, merkez kubbesi 30,3 mt. çapında ve 42,25 mt. yüksekliği ile tam bir mimarlık harikasıdır. Mimar Sinan’ın Selimiye Camii’nin kubbesini o genişliğe oturtmak için 13 bilinmeyenli bir denklemi matematiğin bilinen 4 ana işleminden farklı besinci bir işlem bularak çözdüğü söylenir. Selimiye Camii, tam şehir merkezinde bulunuyor. Aracınızı uygun bir yere park ettikten sonra Selimiye Camii’ni ziyaret edebilirsiniz. Bu kadar eşsiz bir şaheseri hala görmediyseniz, kesinlikle gidip görmenizi kesinlikle tavsiye ediyorum.
Selimiye Camii konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
2- Eski Camii:
Selimiye Camii’nin hemen karşısında 15. Yüzyıl 1403 yılında yapımına başlanmış ve 1414 yılında yapımı tamamlanmış olan Eski Camii, Osmanlı Devlerinden günümüze ulaşmış en eski anıtsal yapıdır. Mimarı Konyalı Hacı Alaaddin ve kalfası Ömer İbn İbrahim’dir. Erken Osmanlı dönemi camilerinden, çok kubbeli camiler gurubunda yer alır. Bir sonraki maddede ele alacağım Üç Şerefeli Camii’nin yapılması ile birlikte Eski Camii adını almıştır. Camii, şehrin merkezinde bulunmakta olup, Selimiye Camii ile karşılıklı birbirini görmektedir ve ulaşım konusunda kolayca ziyaret edebilirsiniz.
Eski Camii konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
3- Üç Şerefeli Camii:
Sultan II. Murat tarafından 1443 yılında yapımına başlanmış ve 1447 yılında yapımı tamamlanmıştır. Osmanlı sanatında ilk kez uygulanan bir plan görülmüştür. 24 m. çapındaki orta kubbesi ile 6 destekli ayaklar üzerine yerleştirilmiştir. Üç Şerefeli Camii’nin hemen yanında saatli medrese, mektep, sebil, çeşme ve hazireden oluşan bir külliyedir. Selimiye ve Eski Camii’ye yakın konumdadır.
Üç Şerefeli Camii konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
4- Muradiye Camii:
Osmanlı Devletinin başkentliğini yapmış olan Edirne’nin, Osmanlı Sarayının bulunduğu noktaya hâkim bir tepede bulunan Muradiye Camii, tam kaynağı bilinmemekle birlikte bazı kaynaklara dayanarak 1436 yılında yapıldığı sanılmaktadır. Dışı oldukça sade olan Muradiye Camii, iç süslemesi ile Osmanlı sanatının en önemli yapıtlarındandır. Şehir merkezine yakın konumda bulunan Muradiye Camii, kolay ulaşılabilecek konumda bulunmaktadır.
Muradiye Camii konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
5- II. Beyazıt Camii ve Külliyesi:
Sultan II. Beyazıt’ın Kili ve Akkirman seferine çıkmak üzere Edirne’ye geldiği 1484 yılında yapımına başlanmış ve 1488 yılında yapımı tamamlanmıştır. Külliyenin mimarı Hayrettin’dir. Külliye içerisinde iki yanında birer tabhane ve misafirhane bulunmaktadır. Ayrıca etrafında aşhane, imaret, mutfak, erzak ambarı, medrese, darüşşifa ve hamam bulunmaktadır. Külliye Tunca nehrinin hemen yanında bulunmaktadır. Külliyeyi şehre bağlayan birde II. Beyazıt köprüsü bulunmaktadır. Edirne şehir merkezinin hemen dışında, Sarayiçi’ne yakın bir konumda bulunan Külliye’yi görmeden gitmeyin.
II.Beyazıt Camii ve Külliyesi konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
6- Kırkpınar Er Meydanı:
Bu yıl 658.si düzenlenen Kırkpınar Yağlı Güreşleri, geçmişten bu yana düzenlenen geleneksel milli bir turnuvadır. Temmuz aylarının ilk haftaları 3 gün boyunca Edirne Belediyesi tarafından düzenlenmektedir. Osmanlı Devleti döneminde yapılan panayır ve şenliklerin hemen hepsinde güreş müsabakaları yer alırdı. Bu müsabakaların en önemli olanı ise Kırkpınar Yağlı Güreşleridir. Kazananın Başpehlivan olduğu müsabakada bir sonraki yıl yapılacak olan müsabakaya kadar başpehlivan’lığı korurdu. Günümüzde hala bu sistem devam etmekte ve hem Edirne için hem de ülkemiz için önemli bir yere sahiptir. Eğer bu spor dalına ilginiz var ve merak ediyorsanız Temmuz ayı başlarında Edirne’de olmanız gerekiyor. Çekişmeli ve yüzyıllardır hiç değişmeden günümüze kadar gelmiş olan Kırkpınar Yağlı Güreşleri’ni kesinlikle kaçırmayın.
Kırkpınar Er Meydanı konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
7- Selimiye Arastası:
III. Selim tarafından Mimar Davut Ağa’ya Selimiye Camii’ne gelir kaynağı sağlamak amacı ile yaptırtmıştır. 256 mt. Uzunluğunda, 73 kemerli ve içerisinde 124 dükkânı bulunmaktadır. Selimiye Camii’nden hemen çıkınca insan kendini burada buluyor ve Edirne kültürü ile ilgili birçok şeyi bulabiliyorsunuz. Arastaya girince sizi sıcakkanlı esnafı karşılıyor. Satılan ürünler oldukça çeşitli ve fiyatları da gayet uygun. Selimiye Camii’ni ziyaret ettikten sonra hemen dış avlusuna bitişik olan Selimiye Arasta’ sının içerisinden geçip alışveriş yapmadan gitmeyin.
Selimiye Arastası konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
8- Adalet Kasrı:
Edirne Osmanlı Devletinin başkenti iken, Osmanlı Sarayından sağlam kalan tek binası Adalet Kasrı’dır. Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1561 yılında Mimar Sinan’a yaptırmıştır. Zemin katı ile birlikte dört katlı yüksek bir bina yapısına sahiptir. Adalet Kasrı, Divan-ı hümayun ve Yargıtay binası olarak kullanılmıştır. Sarayiçi’nde bulunan Adalet Kasrı’nın şehre bakan tarafında yaklaşık elli adım kadar uzağında altı tane seng-i ibret (ibret taşı) bulunmaktadır. Bu dikili taşlara, idam edilenlerin başları konulurmuş. Sarayiçi’ni ziyaret ettiğiniz zaman sizi karşılayacak olan Adalet Kasrı’nı görmeden gitmeyin.
Adalet Kasrı konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
9- Edirne Saraçlar Caddesi:
Saraçlar Caddesi, Edirne’nin yaşayan kalbidir desek yanılmış olmayız. Çünkü yıllardır bu cadde Edirnelilerin ve Edirne’yi ziyaret edenlerin dolup taştığı bir caddedir. 2008 yılında trafiğe kapalı hale getirilerek kendine has bir cadde haline gelmiştir. Edirne’nin birçok esnafı bu cadde üzerinde bulunmaktadır. Birçok tarihi çarşı ve arasta bu caddenin hemen yanında bulunmaktadır. Edirne’ye gelince Saraçlar Caddesinde bir tur atmadan dönmeyin.
Edirne Saraçlar Caddesi konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
10- Mecidiye(Meriç) Köprüsü:
Herkesin bildiği adla Meriç Köprüsü, gerçek adıyla Mecidiye Köprüsü, Edirne’yi Karaağaç’a bağlayan yolun ve Meriç nehrinin tam üzerinde bulunmaktadır. 1842 yılında Sultan Abdülmecit tarafından yaptırılmıştır. Toplam 263 mt. uzunluğunda ve 7 mt. genişliğinde bulunan köprü, 13 ayaklı eğimli bir yapıya sahiptir. Köprüye ulaşabilmek üçün Edirne’den Karaağaç istikametine doğru gitmeniz gerekmektedir. Köprü şehir merkezine yaklaşık 1,5, 2 Km uzaklıkta bulunmaktadır. Edirne’den Karaağaç’a doğru giderken köprü’yü geçtikten sonra sağda ve solda bulunan çay bahçelerine oturup Meriç nehri ve Meriç Köprüsü manzarası eşliğinde çayınızı veya kahvenizi keyifle içebilirsiniz.
Mecidiye (Meriç) Köprüsü konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
11- Rüstem Paşa Kervansarayı:
Edirne şehir merkezinde bulunan Rüstempaşa Kervansarayı, 1560-61 yılları arasında Sadrazam Rüstem Paşa tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Kervansarayın ön cephesinde yirmi bir adet dükkân ile 2 kapısı bulunmaktadır. Kervansaray Osmanlı Kervansaray mimarisinin önemli izler taşımaktadır. Eski Camii ile yan yana bulunmakta olan Rüstem Paşa Kervansaray’ı otel olarak kullanılmakta ve tarih ile iç içe konaklayabilirsiniz.
Rüstem Paşa Kervansarayı konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
12- Karaağaç Tren Garı:
Edirne Karaağaç kasabasında bulunan tren garı II. Abdülhamit tarafından yaptırılmıştır. Harika bir yapıya sahip olan gar binası günümüzde Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi olarak kullanılmaktadır. Neoklasik türe göre inşa edilen gar binası 3 katlı olup, 80 metre uzunluğa sahiptir. 1914 yılından yapımı bittiği zaman I. Dünya savaşının başlamış olmasından dolayı, demiryolu güzergâhı değiştirildiği için gar hizmet verememiştir. Savaş sonunda Karaağaç, ülke sınırları dışında kalmış ve Lozan Antlaşması ile Yunanistan’dan savaş tazminatı olarak geri alınarak yeniden ülke topraklarına dâhil edilmiştir. 1930 yıllarında Karaağaç Tren İstasyonu hizmete açılmış olmasına rağmen demiryolu güzergâhının bir kısmı Yunanistan topraklarında kaldığı için istasyon kullanılamamıştır. Yeniden yapılan demiryolu güzergâhı nedeniyle tren garı artık kullanılmadığı için raylar sökülmüş ve sadece gar binası olarak kalmıştır. Tren garına ulaşmak için Edirne şehir merkezinden yaklaşık 5 Km uzaklıkta yer almaktadır. Tunca ve Meriç köprülerini geçtikten ve uzun bir taş döşemeli yolu bitirdikten sonra Karaağaç’a ulaşmış oluyorsunuz. Karaağaç’ın içini geçtikten sonra Tren garına ulaşmış olacaksınız.
Karaağaç Tren Garı konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
13- Uzunköprü:
Ergene nehri üzerinde bu günkü Uzunköprü ilçesine adını veren köprü, 1427 yılında yapımına başlanmış ve 1443 yılında yapımı tamamlanmıştır. Sultan II. Murad döneminde Mimar Muslihuddin tarafından yapılmıştır. Köprü ilk yapıldığında 1392 mt. uzunluğunda ve 5,24 mt. genişliğinde iken günümüzde uzunluğu 1238 mt. ve genişliği 6,9 mt. dir. Uzunköprü toplam 174 kemeri ile dünyanın en uzun taş köprüsü olma özelliğini taşımaktadır. Uzunköprü ilçesi şehir merkezine kadar uzanan köprü, Edirne’ye yaklaşık 64 Km. mesafede bulunmaktadır. Edirne’den İstanbul yolu üzerinde bulunan Havsa ilçesinden Keşan yoluna döndüğünüzde Uzunköprü’ye ulaşabilirsiniz.
Uzunköprü konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
14- Hıdırlık (Hıdır Baba) Tabyası:
Hıdırlık Tabyası adını tepe üzerinde bulunan Hıdır Baba Türbesinden almaktadır. Tepe noktasında bulunan bu askeri bölge, Balkanlar ve Edirne manzarası ile harika bir konuma sahiptir. Hıdırlık Tabyası, 2. Balkan savaşında alınan kararlar ile Trakya’nın alınmasında önemli bir rol oynamıştır. Edirne şehir merkezine yakın bir konumda bulunan Hıdırlık Tabyası, şehir merkezine yaklaşık 4 Km. mesafede bulunmaktadır. Edirne Kapıkule yolu üzerinde bulunan Tabya’yı kesinlikle göremeden gitmeyin.
Hıdırlık (Hıdır Baba) Tabyası konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
15- Enez Kalesi:
Antik çağda akropol denilen yüksek bir tepe üzerinde bulunan Enez Kalesi, tarihçi Prokopis Balkanlardan gelen barbar akınları önlemek amacıyla yapıldığını yazmıştır. Enez Kalesinin kuzeyinde ve doğusunda iki kapısı bulunmaktadır. Yüksekliği 25 mt.yi bulan kale surları, planları farklı 15 kule ile desteklenmekte ve bazı noktaları 3 mt. genişliğindedir. Kale Enez ilçe merkezinde olup, Edirne’ye yaklaşık 171 Km. mesafede bulunmaktadır. Edirne’den ulaşmak için, İstanbul yolu üzerinde bulunan Havsa’dan Keşan istikametinde devam ederek Keşana ulaşın. Buradan İpsala Sınır Kapısı yoluna dönerek, İpsala sapağından Enez yoluna döndüğünüzde Enez’e ulaşabilirsiniz.
Enez Kalesi konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
16- Enez Sahili:
Enez ilçesine bağlı ve çok yakın konumunda bulunan Altınkum sahili, tertemiz denizi ile sizleri bekliyor. Özellikle yaz aylarında yazlıkçıların doldurduğu Enez sahili, sıcak ve tertemiz denizi ile oldukça ilgi görmektedir. Yolunuz Enez’e yaz mevsiminde düşerse Altınkum sahiline uğramadan kesinlikle gitmeyin.
Enez Sahili konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
Edirne’ye nasıl gidilir?
Edirne ülkemizin kuzey batı sınır konumunda bulunduğu için, Avrupa’ya açılan sınır kapımızın güzergâhı üzerindedir. Bu nedenle oldukça kolay bir ulaşıma sahiptir. Eğer aracınızla karayolundan ulaşım sağlayacaksanız, İstanbul’dan kapıkule sınır kapısına kadar otoban bulunmakta. Çanakkale tarafından ulaşmak için, E87 karayolunu kullanarak kolayca Edirne’ye ulaşabilirsiniz. Edirne’ye en yakın bulunan havaalanı Çorlu’da bulunmakta. Çorlu’dan Edirne’ye karayolu ulaşımı ise yaklaşık 150 Km ve 1 sa. 45dk. Sürmekte. İstanbul’da bulunan havaalanları ile daha fazla noktadan uçuş bulacağınız için uçak bulmak daha kolay olacaktır. İstanbul’dan ise yaklaşık (konum ve trafik düşünülmeden) yaklaşık 230 Km. ve ortalama 3 saat sürmekte. İstanbul ve diğer çevre şehir merkezlerinden otobüs seferleri bulmak mümkündür.
Ayrıca Edirne’ye İstanbul’dan karşılıklı tren seferi bulmakta mümkündür. İstanbul Halkalı’dan kalkan tren Kapıkule’ye kadar gitmektedir.
Edirne konum bilgisi için lütfen tıklayınız.
Edirne’ye ne zaman gidilir?
Edirne, Trakya’da düz ova üzerinde tertemiz havası ile ön plana çıkmaktadır. Avrupa’ya özgü karasal iklim ile Akdeniz iklimini karışık olarak yaşamaktadır. Kış aylarında yumuşak ve yağışlı geçen dönemlerin yanında, karasal olarak kar ve soğuk geçen dönemleri de vardır.
Edirne’yi ziyaret edebileceğiniz en güzel mevsimler ilkbahar ve yaz mevsimleridir. Havanın açık ve temiz olduğu bu mevsimlerde şehir içi ve dışı gezilerinizi rahat bir şekilde yapabilirsiniz. Her yıl 5 ve 6 Mayıs tarihlerinde Hıdırellez Şenlikleri düzenlenmektedir. Ayrıca Her yıl Temmuz ayında Kırkpınar Yağlı Güreşleri de düzenlenmektedir.
Edirne’de nerede kalınır?
Edirne, Yunanistan ile Bulgaristan sınırında yani Avrupa’nın kapısı olması ve geçmişinden bu yana tarihi eserleri bünyesinde barındırmasından dolayı önemli bir konuma sahiptir. Bu yüzden yerli ve yabancı ziyaretçilerin uğrak noktalardan biridir. Edirne’de her bütçeye uygun konaklama yeri bulmak mümkün. Edirne merkezinde ise genellikle kent oteli ve pansiyon tarzı yerler bulmak mümkündür.
Edirne’de ne yenir, içilir?
Edirne denildiği zaman ilk akla gelen yemek “yaprak tava ciğeri” dir. İnce ince doğranmış ciğerler, un ve yağla buluşunca ortaya bu lezzet çıkmış. Kesinlikle gidince tatmanız gereken bir lezzet. Yaprak tava ciğerini en iyi tadabileceğiniz bazı yerler Niyazi Usta, Aydın Tava Ciğer Salonu, Öz Akgünler Edirne Ciğercisi ve Kazım ve İlhan Usta’dır. Osmanlı kültürünü yıllarca taşımış olan Edirne, kıymalı saray pidesi, bulgurlu kol böreği, kandilli mantı, rumeli beğendisi, kabak bastı, ciğer sarma ve elbasan tavadır. Ayrıca Edirne’ye gelip Edirne köftesini yemeden de dönmeyin.
Badem ezmesi, peynir tatlısı ve Hayrabolu tatlısı Edirne’deki mekânlarda çok meşhur ve her yemek sonrası mutlaka ikram ediliyor. Bu tatlılar için Keçecizade ve Tatlı konağı ‘na uğramanızı mutlaka tavsiye ederiz.
Konu hakkında kendi notlarım
Edirne, tarih kokan bir şehir. Gitmeden önce bu yazımı okuyarak kendinize küçük çaplı rota belirleyiniz. Öncelikle söylemem gereken şey, birçok tarihi ve görülmesi gereken yerler birbirlerine hep yakın. İlk olarak aracınızı güvenilir bir otoparka yerleştirmeniz tavsiyemdir. Ben şehrin tam ortasında bulunan bütün ihtişamı ile sizi karşılayacak olan Selimiye Camii’den başladım. Caminin avlusunda Arasta çarşısı, Selimiye Vakfı müzesi ve Türk İslam Eserleri Müzesi de bulunmakta. Günün birçok vakti buralarda geçiyor. Daha sonra Eski Camii ve Üç Şerefli Camii’leri gezdik. Sonrasında Ali Paşa çarşısı, Tarihi Rüstem Paşa Kervansarayı ve Bedesten çarşısına mutlaka uğrayınız. Edirne ile ilgili hediyelik ve hatıralık birçok küçük eşyayı burada bulabilirsiniz. Yemek konusunda da bizim tercihimiz Niyazi Usta’dan tarafa oldu. Zaten gidince lezzetinden ve mekânın dört duvarında bulunan ünlülerin Niyazi Ustayı tercih ettiklerine dair fotoğrafları görünce ne kadar doğru bir karar verdiğinizi anlayacaksınız. Üzerine güzel bir irmik tatlısını denemelisiniz.
Edirne, günü birlik de gezilebileceği gibi iki ya da üç güne daha rahat gezilebilir. Bunun için gelmeden önce kesinlikle otel ya da pansiyondan yerinizi ayırtmanızda fayda var.
Hem gözünüze hem gönlünüze hemde damağınıza uyacak sayısız güzellikler ve lezzetler bulabilirsiniz.
Biz gezdik gördük, Sen de Gez Gör Bence..